Koyun Besleme - Eslem Çiftliğim - Online Çiftlik Ürünleri Satış Mağazası

HOŞGELDİNİZ...

Çağrı Merkezi
Koyun Besleme
18 Mart 2024
Koyun Besleme
OKUNMA : 759

Flushing (Ek Yemleme)

Anaç koyunlara koç katımından 3-4 hafta önceden başlanıp 2 hafta sonrasına kadar daha iyi bir besleme yapılmasına flushing denir. Ek yemleme yapıldığında, koyunlardaki kısırlık oranı azaldığı gibi ikizlik-üçüzlük oranı da artmaktadır. Yeterli bir döllenmenin olabilmesi için aynı şekilde koçlarında özellikle koç katımı döneminde yeterli beslenmelerine dikkat edilmelidir.

Döl tutmuş dişi hayvanlar için başka bir kritik dönem de sadece merada, yaşamlarını devam ettirecek kadar beslenmiş hayvanların doğumdan önceki son 6 haftasıdır. Yavrular ana karnındaki gelişmelerinin % 70’ ini bu dönemde tamamlamaktadırlar.  Bu dönemde karnında ikiz ve üçüz yavru bulunan koyunlar, eğer yeterli beslenmezler ise ya yavrulardan sadece biri canlı kalabilmekte veya yavrular yeterince gelişemediğinden doğum ağırlıkları çok düşük olmaktadır.

Düşük ağırlıkta doğan yavruların ise doğumdan sonraki dönemde yaşama şansları düşük olmakta ve çok yavaş gelişmektedirler. Onun için doğumdan önceki bu dönemde gebe hayvanların beslenmelerine özen göstermeli ve ek yemleme yapılmalıdır. Yemlemede bu döneme uygun koyun süt yemi veya toklu besi yemi tercih edilmeli bunlara ilave kaba yem kaynakları da ihmal edilmemelidir.

 Burada unutulmaması gereken başka konu ise, hayvanları aşırı derecede besleyerek yağlanmasına da sebep olmamak gerekir. Çünkü bu durum elimizdeki damızlık hayvanların döl verimini azaltmakta ve kısırlığı da arttırmaktadır.

 İyi beslemek demek, koyunları yağ tulumuna çevirmek demek değildir. Yağlı hayvan başka, besili hayvan başka! İyi beslemek, vitaminden minerale kadar gerekli besinleri dengeli olarak vermek demektir.

 Gebelik Toksemisi:

            Gebelik zehirlenmesi olarak da bilinen hastalık, yetersiz beslenme, meradaki otların iklim koşulları nedeniyle besin değerlerinin azalması veya düşük kaliteli yemlerin verilmesi sonucu şekillenir. Hastalığın şekillenmesinde bu beslenme problemlerine ilaveten kalabalık sürüler, hareketsizlik, bu dönemde yapılacak nakil, ani rasyon değişiklikleri, ayak hastalıkları, kötü barınak şartları da yem tüketimini azaltarak hastalığa tetikleyici olabilir.

             Hastalığın bir sebebi de gebeliğin başlangıç döneminde iyice semirtilen hayvanların gebeliğin son dönemlerinde artan besin maddesi ihtiyacına cevap verilememesidir.

              Hastalık özellikle gebeliğin son dönemlerinde çoklu gebeliklerde daha çok gözlenir. Çoklu doğum özelliği taşıyan ırklarda bu hastalığa daha çok önem verilmesi, tedbirlerin önceden alınması gerekir.

               Gebeliğin ilk dönemlerinde hayvanlar aşırı yağlandırılmamalı.

               Gebeliğin son dönemlerinde iyi kaliteli ot ve yüksek enerjili konsantre yem takviyesi yapılmalıdır.

                Ani yem değişimlerinden, kötü barındırma koşullarından kaçınılmalıdır.

Gebe Koyun Besleme

                  Koyun koç aldıktan sonra, gebeliğinin ilk üç ayında karnındaki yavru gayet küçüktür. Araya beslemede ek bir yük getirmez.  Bu üç aylık dönemde, şayet mera şartları yeterliyse ek bir yeme ihtiyaç yoktur. Sadece ot durumu çok kısıtlıysa bir miktar meraya çıkmadan önce 250 gr kadar ek yem verilebilir.

Gebeliğin ikinci ve en kritik dönemi son 45 gündür. Bu dönemde yavru birden gelişmiş ve annenin her yediğine ortak olmaya başlamıştır. İlk dönemin hemen hemen 7 katı büyüklüğe erişen yavrunun ihtiyaçları ve dolayısıyla da annenin ihtiyaçları artmıştır. İşte bu dönemde verilecek ek yem; yavru için sağlıklı ve iri doğum, anne içinde süt verim dönemine hazırlıklı olarak girmek demektir. Tabi bunların hepsi de yetiştirici için artı değerlerdir. Ek yemlemede 300 gramdan başlayarak doğuma kadar 800 grama çıkılmasında fayda vardır. Bu arada mera yeterli değilse ek ot vermekte bile fayda vardır.

              Vereceğimiz yemleri fabrikalardan temin edebileceğimiz gibi kendi imkânlarımızla hazırlamamızda mümkündür. Enerji kaynağı olarak tahıllardan (arpa, buğday, mısır, darı vb.) hangisini ucuz olarak temin edebiliyorsak, protein kaynağı olarak da bölgemizde bulunan yağ fabrikası yan ürünü olan küspelerden (ayçiçeği, pamuk tohumu, soya vb.) satın alınabilir.

Kuzu Besisi

             Kuzu besisi koyunculuğun en önemli kısmıdır. Çünkü koyunculukta yetiştiriciye para kazandıracak en avantajlı et üretimi kuzu besisi döneminde olur.

 Ülkemizde yaygın olarak yapılan kuzu besiciliğinde, kuzuya bir yandan anadan süt emzirme devam ettirilmekte, bir yandan da yemleme yapılmaktadır. Bu sayede büyük ekonomik değere sahip koyun sütü değerlendirilememektedir ve daha erken kesim ağırlığına ulaşmak mümkün olduğu halde, iş uzatılmakta ve daha az kar edilmektedir.

 ENTANSiF (YOĞUN) KUZU BESİSİ:

 Yoğun kuzu besisi olarak da adlandırılır. En uygun besi olup, dört aylığa kadar olan besi şeklidir.

           Genç kuzuların entansif besisinde kuzular 300-350 gr’lık ortalama günlük canlı ağırlık artışıyla, 4 aylık olduklarında 40-45 kg canlı ağırlıkta olmalıdırlar. Bu yaşta kesilmiş kuzular et rengi, yağlılık, sertlik, nemlilik vb. diğer et özellikleri bakımından tüketiciyi tatmin etmelidir.

 Bu sistemde öncelikle anaç sürümüz gayet sağlıklı ve süt verimi en azından yavrusunu rahatlıkla besleyecek düzeyde olmalı ve yavru yüksek ağırlıkta doğmuş olmalıdır.

Besiye alınacak kuzular 45 gün civarında, hem anadan süt emmeli ve hem de bir yandan serbest kuzu başlangıç yemi ile yemeye alışmalıdır. Kuzular 45 günlük olunca canlı ağırlıkları da 15-20 kg’ a ulaşmalıdır. Bu dönemde kuzularımız sütten kesilebilir. Bu sistem de kuzulara serbest kuzu başlangıç yemi vermeye devam edilmeli 60 günlük olduklarında yine serbest kuzu büyütme yemine geçirilmelidir.

Kuzular havadar ve temiz bir ortamda bulunmalı ve önlerinde devamlı temiz içme suyu bulunmalıdır.

Yoğun kuzu besisi

Erkek besisi:

Erkek kuzular, aynı yemi yedikleri halde, dişi kuzulardan daha çok et tutarlar. Erkeklerin besi kabiliyeti daha yüksektir. Onun için, yoğun kuzu besisinde erkek kuzular daha iyi sonuç verir.

Aşı:

          Besiden önce, kuzulara enterotoksemi aşısı yapılmalıdır. Meraya çıkmamış kuzularda parazit mücadelesi gerekmez.

 Selenyum:

          Bazı bölgelerin toprak ve bitkilerinde selenyum eksikliği görülür. Buralarda, kuzularda beyaz kas hastalığı çıkar. Onun için, kuzulara selenyumlu, E vitaminli mineral ve vitamin karışımları verilir.

Barınaklar

             Koyunlardan hedeflediğimiz verimi alabilmemiz, karlı bir koyunculuk yapabilmemiz; bakım ve beslemenin yanında onları uygun ortamlarda barındırmamıza da bağlıdır. Bu nedenle de iyi bir koyun barınağının nasıl olması gerektiğini bilmemiz gerekir. Şartlara uygun olmayan, rutubetli, havasız, sıkışık barınaklar koyunların hastalanmasına ve verim düşüklüğüne neden olurlar.

  1. Sundurmalar: Eğer sıcak ve ılık iklim bölgelerinde koyunculuk yapılmak isteniyorsa, kuzey rüzgarı önlenmiş ve üstünden yağmur geçirmeyecek şekilde inşa edilmiş basit sundurmalar ağıl işini görür. Ilık iklim bölgelerinde yetiştirici, önleri açık sundurmaları basit, ucuz bir şekilde inşa edebilir. Bu bölgelerde açık sundurmalarda koyunlar daha iyi barındırılır ve verimleri daha iyi olur. Çünkü koyunlar kapalı, havasız, rutubetli yerlerden çok fazla etkilenirler. Böylece yetiştirici beklediği ölçüde sağlıklı sürüye sahip olamaz.
  1. Kapalı ağıllar: İklim koşullarının nispeten sert geçtiği çok soğuk bölgelerde ağıllar kapalı olarak yapılır. Bu tip barınaklar daha düzenli ve masraflı şekilde inşa edilirler. Yeterli havalandırma ve aydınlatmanın sağlanabilmesi için havalandırma bacaları ve pencere boşlukları bırakılmalıdır.

      

AĞIL YERİ SEÇİMİNDE DİKKAT EDİLECEK NOKTALAR

 1- Taban suyu yüksek olmamalı

2- Meraya yakın olmalı

3- Meyilli arazi üzerinde olmalı

4- Ağıl kokusunun konutlara ulaşamayacağı yer ve uzaklıkta olmalı

5- Ağıl; güneye veya doğuya dönük olmalı, kuzey rüzgarlarına kapalı olmalıdır.

 Ağıl yeri yukarıdaki belirtilen noktalara uygun şekilde  seçildikten sonra, ağıl yapımında şu noktaların göz önünde bulundurulması gerekir:

 1- Ağıl, yetiştirme yönüne ve bölgenin iklimine uygun olmalıdır.

2- Ağıl ve dış bölmeler bölgenin hakim rüzgarlarından ve soğuktan korunmuş olmalıdır.

3- Ağıl, işlerin kolay görülmesine uygun olarak planlanmalıdır.

4- Ağıl, içerisinde barındırılacak hayvan sayısına yeterli alana sahip olmalıdır. Küçük, dar ağıllar içinde hayvanlar hastalanırlar. Çünkü bu tip ağılların tabanı ıslak, havası da pistir. Ayrıca dar ağıllarda yemleme işi çok güç olur.

5 - Maliyeti düşük olmalı, yapımında lüksten kaçınılmalıdır.

 AĞIL ALANININ SAPTANMASI

 Gerekli taban alanı; hayvanın yaşı, ırkı ve cinsiyetine bağlı olarak değişmektedir.

Gebe veya emziren koyun                  2.25 - 2.5 m2

Erkek veya dişi toklu                         0.5   - 0.6 m2

Koç                                                     1.2   - 1.5 m2

Koyun                                                 0.8   - 1.0 m2

Süt emen kuzu                                    0.3   - 0.4 m2

 Açık bölmelerde ise, gerekli alanın daha da büyük olması tercih edilir.

Ağıl yüksekliği ise, barındırma sistemine ve iklim şartlarına göre belirlenir. Gübre temizliği traktör ile yapılacak ise en az yükseklik 2.70 m olmalıdır. Sıcak bölgelerde ağıl yüksekliği yaklaşık 3 m yapılabilir. Barındırılacak koyun sayısına göre ağılın yüksekliği değişir. Koyun sayısı ne kadar fazla ise yüksekliğin o kadar fazla olması gerekir. Yükseklik 200 başlık ağıllarda 2.75 - 3 m, 200’den fazla olanlarda ise 4.25 m hesap edilir.

AĞILIN YAPISAL ÖZELLİKLERİ

TABAN:

Koyun ağıllarında taban toprak ya da ızgara olabilir. Ağıl tabanı için en ucuz olanı sıkıştırılmış toprak zemindir. Toprak tabanın idrar tutmaması ve çamurlaşmamasına dikkat etmek gerekir. Toprak zeminde kullanılan altlık miktarı önemlidir. Koyunların sürekli olarak ağılda bulunduğu kış aylarında mümkünse ağıl tabanına her gün hayvan başına 0,5 kg yataklık sap serilmesi son derece yararlı olur.

Toprak tabanı çamurlaşmamalıdır.

Çatılar ahşap veya metal olabilir.

PENCERE VE KAPILAR

 Pencere alanı, taban alanına göre hesaplanır. Pencere alanı taban alanının 1/15-1/20’si kadar olmalıdır. Pencereler ise çatıya yakın yapılmalıdır. Pencerelerin alt kısımlarının tabandan yükseklikleri ileride gübrenin birikmesinin getirebileceği olumsuzlukların engellenmesi açısından en az 2-2.30 m kadar olmalıdır. Yine ağıllarda pencerelerin çoğunluğu güney cephesine veya hakim rüzgarların ters yönünde yapılırlar.

          Ağıl kapıları, genellikle 3 m genişliğinde, 2.50-2.75 m yüksekliğinde yapılırlar. Kapıların dışarıya doğru açılması ve duvara paralel pozisyona kadar açılabilmesi gereklidir. Kapı üzerinde yapağıyı tutacak çıkıntılar bulunmamalıdır.

HAVALANDIRMA:

Özellikle dört tarafı kapalı olarak inşa edilen kapalı ağıllarda,  içeride biriken amonyak ve karbondioksitin hayvanların sağlığı açısından havalandırma yoluyla dışarıya atılması gereklidir. Havalandırma sırasında hayvanları üşütecek hava cereyanlarından sakınmak gereklidir. Ağıllara giren havanın barınak havası sıcaklığından çok düşük olmaması ve direk hayvanların üzerine gelmemesi gereklidir.

Pencereler vasıtasıyla havalandırma, barınağın kısa zamanda havalandırılması gerekli olduğu durumlarda yapılır. Ancak pencereler yükseklikleri boyunca açılmalıdır. Bu durumda soğuk ve taze hava pencerenin alt bölümünden içeri girerken aynı miktardaki kirli hava ise üst bölümden dışarı çıkar.

Ağılların havalandırılmasında son yıllarda saçak-mahya havalandırması yaygın olarak uygulanmaktadır. Ağıla yeterince hava girişi sağlamak için saçak ile duvar arasında her 10 metre ağıl genişliği için 15 cm aralık bırakılır. Mahya üzerinde ise, kirli havanın çıkışını sağlamak üzere boydan boya tüm mahyayı örten bir hava çıkışı bırakılmalıdır.

Bacalar yoluyla havalandırmada ise hava yenilenmesinin azami düzeyde olabilmesi  ve barınak içinde yeterli hava dolaşımı sağlanabilmesi için:

 

  • Baca alanı 1 m2’ yi geçmemeli.
  • Baca sayısı en çok 100 m2 ‘ ye bir baca düşecek şekilde hesaplanmalı.
  • Pencere alt sınırı ile çatı mahyası arasındaki yükseklik en az 1,5 m olmalı.
  • Bacanın çatı mahyasından yüksekliği 50 cm ve üzeri olmalı.
  • Hava çekiş bacası alanları toplamı, hava giriş açıklıkları toplamından % 25 daha büyük ve eşit olmalıdır.
  • Bacalar yuvarlak ve pürüzsüz olmalı.
  • Bacalar üzerindeki şapka, baca çapının 1/2'si kadar yüksekte olmalı ve aynı oranda yanlara taşmalıdır.
  • Bacanın ağıl içine doğru uzantısı en az 25 cm olmalıdır.

 AĞIL İÇİN GEREKLİ EKİPMANLAR

 a) Yemlikler: Yem kaybını önleyecek ve yetiştirici tarafından kolayca yapılabilecek biçimde olmalıdır. Yemlikler, kolaylıkla yem koyulabilecek şekilde, duvar kenarlarına ya da bölmelerin orta kısımlarına yerleştirilmelidir. Yemliklerin sürekli olarak temiz tutulmasına özen gösterilmelidir.

 Taşınabilir yemlikler en idealidir. Ahşap malzemeden yapılabileceği gibi metalden de yapılabilir. Sadece kaba yem veya yoğun yemler için yemlikler yapılabileceği gibi, her ikisinin de aynı anda verilebileceği kombine yemlikler daha çok kullanılmaktadır. Bu tip yemliklerde kesif yemin verileceği kısım kenarları yükseltilmiş bir tahta yemlik, kaba yemin verileceği kısım ise parmaklıklı olmalıdır.  Kaba yemlemenin yapıldığı kısımda, otun kıyılmış veya kıyılmamış olmasına bağlı olarak çıtalar arasındaki mesafeler 4-15 cm arasında değişmektedir. Gerekli yemlik uzunlukları ise; koyunlarda 0.4 metre, kuzularda 0.2 - 0.3 metre, koçlarda ise 0.5 metre olmalıdır.

 Suluklar hayvanın kolayca ulaşabileceği şekilde yapılmalı ve yerleştirilmelidir.

 b) Suluklar: Genelde uzun oluk şeklinde, yalak tipinde olur ve ağıl yakınına veya avlusuna inşa edilir. Bu tip suluklar galvanizli saç veya betondan yapılabilirler ve bunlarda şamandıra kullanılabilir. Ağıl içerisinde ise, basit taşınabilir suluklar bulundurulabileceği gibi duvar kenarlarına otomatik suluklar takılabilir.

          Suluklar; hayvanın kolayca ulaşabileceği, kirlenmeye karşı korunmuş, yataklığı ıslatmayacak, temizlenmesi kolay ve ağıl içinin traktörle temizlenmesini engellemeyecek şekilde yapılmalı ve yerleştirilmelidir.

 c) Bölmeler: Ağıl içinde; yetiştirme şekline bağlı olarak sabit veya taşınabilir çitlerle bölmeler yapılabilir. Taşınabilir çitler 2,5-4 m uzunlukta ve 1 m yükseklikte olabilir. Doğum bölmeleri planlanırken ağılın en sıcak olan, rüzgar tutmayan yerleri seçilmelidir. Doğum bölmesinden başka kuzulu koyun, gebe koyun, toklular, kısır koyunlar, koçlar ve hasta hayvanlar için de ayrı bölmeler düzenlenebilir.

 DİĞER AĞIL BİRİMLERİ

 a) Gölgelikler: Özellikle sıcak bölgelerde, yaz aylarında güneşin en etkili olduğu gündüz saatlerinde sazdan veya benzeri materyalden yapılmış, tüm sürüyü barındırabilecek bir gölgeliğe ihtiyaç vardır.

 b) Sağım Yerleri: Sağım yeri olarak ağıl içindeki bölmelerden biri kullanılabileceği gibi, ayrı sağım yeri de yapılabilir. Sağım elle yapılabildiği gibi, makinalı sağımda uygulanabilir. Elle yapılan sağımlarda iki sağımcıya bir tutucu gerekir. Sağım için işgücü ihtiyacını azaltmak, temiz ve kokusuz süt elde etmek için, Kotra adı verilen sağım yerleri de yapılabilir.

 c) Muayene ve Seçim Yeri: Sürüyü ayırmada, bölmelere sevk etmede, aşılama gibi işlerde, yetiştiriciler arasında çatal ayak olarak ta adlandırılan bir yere ihtiyaç vardır. Genelde toplanma bölmesi, ilerleme yeri ve koyunların geçiş yeri olmak üzere üç kısımdan oluşur.

 d) Kırkım Yeri: Kırkım yeri olarak ağıl içindeki bir bölme olabileceği gibi, ayrı kırkım yeri de olabilir.

 e) Banyoluk: Yüzlek (sığ) ve derin olmak üzere iki şekilde kurulabilir ve özellikle dış parazitlerle savaşta önemlidir.

 f) Yem Deposu: Yemin depolanma süresine bağlı olarak ağıl bölmelerinden bir veya bir kaçı, ağıl çatı arası ya da ayrı bir bina yem deposu olarak planlanmalıdır.

 g) Bakıcı Lojmanı: Ağıla yakın bir yere, bakıcının (çobanın) kalabileceği bir lojman yapılabilir. Böylece koyunların sürekli denetimi sağlanmış olur. Lojman büyüklüğü bakıcı sayısına göre belirlenir.

 Temizlik ağıla sağlık getirir.

 AĞILLARI TEMİZ TUTALIM

          Ağıl temizliği çok önemlidir. Yaz başında ve yaz sonunda ağıl boşaltılır. Zeminde biriken gübreler toplanır, kazınır, ağıldan uzak bir yere konur.

Ağıl zemini ve duvarlar parazit ilâcı ile ilâçlanır. Duvarlar güzelce badana edilir.

          Bütün bu yazılanlardan, ağıl çok lüks bir barınak olacakmış gibi gelebilir. Koyunlara lüks gerekmez. Ama temizlik gereklidir. Sağlık şartları iyi olan barınaklarda sağlıklı yetiştirme yapılır.

          Unutmayalım; koyunun altı da üstü de kuru olmalıdır.

Flushing (Ek Yemleme)

Anaç koyunlara koç katımından 3-4 hafta önceden başlanıp 2 hafta sonrasına kadar daha iyi bir besleme yapılmasına flushing denir. Ek yemleme yapıldığında, koyunlardaki kısırlık oranı azaldığı gibi ikizlik-üçüzlük oranı da artmaktadır. Yeterli bir döllenmenin olabilmesi için aynı şekilde koçlarında özellikle koç katımı döneminde yeterli beslenmelerine dikkat edilmelidir.

Döl tutmuş dişi hayvanlar için başka bir kritik dönem de sadece merada, yaşamlarını devam ettirecek kadar beslenmiş hayvanların doğumdan önceki son 6 haftasıdır. Yavrular ana karnındaki gelişmelerinin % 70’ ini bu dönemde tamamlamaktadırlar.  Bu dönemde karnında ikiz ve üçüz yavru bulunan koyunlar, eğer yeterli beslenmezler ise ya yavrulardan sadece biri canlı kalabilmekte veya yavrular yeterince gelişemediğinden doğum ağırlıkları çok düşük olmaktadır.

Düşük ağırlıkta doğan yavruların ise doğumdan sonraki dönemde yaşama şansları düşük olmakta ve çok yavaş gelişmektedirler. Onun için doğumdan önceki bu dönemde gebe hayvanların beslenmelerine özen göstermeli ve ek yemleme yapılmalıdır. Yemlemede bu döneme uygun koyun süt yemi veya toklu besi yemi tercih edilmeli bunlara ilave kaba yem kaynakları da ihmal edilmemelidir.

 Burada unutulmaması gereken başka konu ise, hayvanları aşırı derecede besleyerek yağlanmasına da sebep olmamak gerekir. Çünkü bu durum elimizdeki damızlık hayvanların döl verimini azaltmakta ve kısırlığı da arttırmaktadır.

 İyi beslemek demek, koyunları yağ tulumuna çevirmek demek değildir. Yağlı hayvan başka, besili hayvan başka! İyi beslemek, vitaminden minerale kadar gerekli besinleri dengeli olarak vermek demektir.

 Gebelik Toksemisi:

           Gebelik zehirlenmesi olarak da bilinen hastalık, yetersiz beslenme, meradaki otların iklim koşulları nedeniyle besin değerlerinin azalması veya düşük kaliteli yemlerin verilmesi sonucu şekillenir. Hastalığın şekillenmesinde bu beslenme problemlerine ilaveten kalabalık sürüler, hareketsizlik, bu dönemde yapılacak nakil, ani rasyon değişiklikleri, ayak hastalıkları, kötü barınak şartları da yem tüketimini azaltarak hastalığa tetikleyici olabilir.

             Hastalığın bir sebebi de gebeliğin başlangıç döneminde iyice semirtilen hayvanların gebeliğin son dönemlerinde artan besin maddesi ihtiyacına cevap verilememesidir.

              Hastalık özellikle gebeliğin son dönemlerinde çoklu gebeliklerde daha çok gözlenir. Çoklu doğum özelliği taşıyan ırklarda bu hastalığa daha çok önem verilmesi, tedbirlerin önceden alınması gerekir.

               Gebeliğin ilk dönemlerinde hayvanlar aşırı yağlandırılmamalı.

               Gebeliğin son dönemlerinde iyi kaliteli ot ve yüksek enerjili konsantre yem takviyesi yapılmalıdır.

                Ani yem değişimlerinden, kötü barındırma koşullarından kaçınılmalıdır.

 Gebe Koyun Besleme

                 Koyun koç aldıktan sonra, gebeliğinin ilk üç ayında karnındaki yavru gayet küçüktür. Araya beslemede ek bir yük getirmez.  Bu üç aylık dönemde, şayet mera şartları yeterliyse ek bir yeme ihtiyaç yoktur. Sadece ot durumu çok kısıtlıysa bir miktar meraya çıkmadan önce 250 gr kadar ek yem verilebilir.

  Gebeliğin ikinci ve en kritik dönemi son 45 gündür. Bu dönemde yavru birden gelişmiş ve annenin her yediğine ortak olmaya başlamıştır. İlk dönemin hemen hemen 7 katı büyüklüğe erişen yavrunun ihtiyaçları ve dolayısıyla da annenin ihtiyaçları artmıştır. İşte bu dönemde verilecek ek yem; yavru için sağlıklı ve iri doğum, anne içinde süt verim dönemine hazırlıklı olarak girmek demektir. Tabi bunların hepsi de yetiştirici için artı değerlerdir. Ek yemlemede 300 gramdan başlayarak doğuma kadar 800 grama çıkılmasında fayda vardır. Bu arada mera yeterli değilse ek ot vermekte bile fayda vardır.

              Vereceğimiz yemleri fabrikalardan temin edebileceğimiz gibi kendi imkânlarımızla hazırlamamızda mümkündür. Enerji kaynağı olarak tahıllardan (arpa, buğday, mısır, darı vb.) hangisini ucuz olarak temin edebiliyorsak, protein kaynağı olarak da bölgemizde bulunan yağ fabrikası yan ürünü olan küspelerden (ayçiçeği, pamuk tohumu, soya vb.) satın alınabilir.

 Kuzu Besisi

            Kuzu besisi koyunculuğun en önemli kısmıdır. Çünkü koyunculukta yetiştiriciye para kazandıracak en avantajlı et üretimi kuzu besisi döneminde olur.

 Ülkemizde yaygın olarak yapılan kuzu besiciliğinde, kuzuya bir yandan anadan süt emzirme devam ettirilmekte, bir yandan da yemleme yapılmaktadır. Bu sayede büyük ekonomik değere sahip koyun sütü değerlendirilememektedir ve daha erken kesim ağırlığına ulaşmak mümkün olduğu halde, iş uzatılmakta ve daha az kar edilmektedir.

 ENTANSiF (YOĞUN) KUZU BESİSİ:

 Yoğun kuzu besisi olarak da adlandırılır. En uygun besi olup, dört aylığa kadar olan besi şeklidir.

          Genç kuzuların entansif besisinde kuzular 300-350 gr’lık ortalama günlük canlı ağırlık artışıyla, 4 aylık olduklarında 40-45 kg canlı ağırlıkta olmalıdırlar. Bu yaşta kesilmiş kuzular et rengi, yağlılık, sertlik, nemlilik vb. diğer et özellikleri bakımından tüketiciyi tatmin etmelidir.

 Bu sistemde öncelikle anaç sürümüz gayet sağlıklı ve süt verimi en azından yavrusunu rahatlıkla besleyecek düzeyde olmalı ve yavru yüksek ağırlıkta doğmuş olmalıdır.

Besiye alınacak kuzular 45 gün civarında, hem anadan süt emmeli ve hem de bir yandan serbest kuzu başlangıç yemi ile yemeye alışmalıdır. Kuzular 45 günlük olunca canlı ağırlıkları da 15-20 kg’ a ulaşmalıdır. Bu dönemde kuzularımız sütten kesilebilir. Bu sistem de kuzulara serbest kuzu başlangıç yemi vermeye devam edilmeli 60 günlük olduklarında yine serbest kuzu büyütme yemine geçirilmelidir.

Kuzular havadar ve temiz bir ortamda bulunmalı ve önlerinde devamlı temiz içme suyu bulunmalıdır.

 Yoğun kuzu besisi

 Erkek besisi:

 Erkek kuzular, aynı yemi yedikleri halde, dişi kuzulardan daha çok et tutarlar. Erkeklerin besi kabiliyeti daha yüksektir. Onun için, yoğun kuzu besisinde erkek kuzular daha iyi sonuç verir.

Aşı:

          Besiden önce, kuzulara enterotoksemi aşısı yapılmalıdır. Meraya çıkmamış kuzularda parazit mücadelesi gerekmez.

Selenyum:

          Bazı bölgelerin toprak ve bitkilerinde selenyum eksikliği görülür. Buralarda, kuzularda beyaz kas hastalığı çıkar. Onun için, kuzulara selenyumlu, E vitaminli mineral ve vitamin karışımları verilir.

  Barınaklar

             Koyunlardan hedeflediğimiz verimi alabilmemiz, karlı bir koyunculuk yapabilmemiz; bakım ve beslemenin yanında onları uygun ortamlarda barındırmamıza da bağlıdır. Bu nedenle de iyi bir koyun barınağının nasıl olması gerektiğini bilmemiz gerekir. Şartlara uygun olmayan, rutubetli, havasız, sıkışık barınaklar koyunların hastalanmasına ve verim düşüklüğüne neden olurlar.

Sundurmalar: Eğer sıcak ve ılık iklim bölgelerinde koyunculuk yapılmak isteniyorsa, kuzey rüzgarı önlenmiş ve üstünden yağmur geçirmeyecek şekilde inşa edilmiş basit sundurmalar ağıl işini görür. Ilık iklim bölgelerinde yetiştirici, önleri açık sundurmaları basit, ucuz bir şekilde inşa edebilir. Bu bölgelerde açık sundurmalarda koyunlar daha iyi barındırılır ve verimleri daha iyi olur. Çünkü koyunlar kapalı, havasız, rutubetli yerlerden çok fazla etkilenirler. Böylece yetiştirici beklediği ölçüde sağlıklı sürüye sahip olamaz.

Kapalı ağıllar: İklim koşullarının nispeten sert geçtiği çok soğuk bölgelerde ağıllar kapalı olarak yapılır. Bu tip barınaklar daha düzenli ve masraflı şekilde inşa edilirler. Yeterli havalandırma ve aydınlatmanın sağlanabilmesi için havalandırma bacaları ve pencere boşlukları bırakılmalıdır.

AĞIL YERİ SEÇİMİNDE DİKKAT EDİLECEK NOKTALAR

 1- Taban suyu yüksek olmamalı

2- Meraya yakın olmalı

3- Meyilli arazi üzerinde olmalı

4- Ağıl kokusunun konutlara ulaşamayacağı yer ve uzaklıkta olmalı

5- Ağıl; güneye veya doğuya dönük olmalı, kuzey rüzgarlarına kapalı olmalıdır.

 Ağıl yeri yukarıdaki belirtilen noktalara uygun şekilde  seçildikten sonra, ağıl yapımında şu noktaların göz önünde bulundurulması gerekir:

 1- Ağıl, yetiştirme yönüne ve bölgenin iklimine uygun olmalıdır.

2- Ağıl ve dış bölmeler bölgenin hakim rüzgarlarından ve soğuktan korunmuş olmalıdır.

3- Ağıl, işlerin kolay görülmesine uygun olarak planlanmalıdır.

4- Ağıl, içerisinde barındırılacak hayvan sayısına yeterli alana sahip olmalıdır. Küçük, dar ağıllar içinde hayvanlar hastalanırlar. Çünkü bu tip ağılların tabanı ıslak, havası da pistir. Ayrıca dar ağıllarda yemleme işi çok güç olur.

5 - Maliyeti düşük olmalı, yapımında lüksten kaçınılmalıdır.

 AĞIL ALANININ SAPTANMASI

 Gerekli taban alanı; hayvanın yaşı, ırkı ve cinsiyetine bağlı olarak değişmektedir.

Gebe veya emziren koyun                  2.25 - 2.5 m2

Erkek veya dişi toklu                         0.5   - 0.6 m2

Koç                                                     1.2   - 1.5 m2

Koyun                                                 0.8   - 1.0 m2

Süt emen kuzu                                    0.3   - 0.4 m2

Açık bölmelerde ise, gerekli alanın daha da büyük olması tercih edilir.

Ağıl yüksekliği ise, barındırma sistemine ve iklim şartlarına göre belirlenir. Gübre temizliği traktör ile yapılacak ise en az yükseklik 2.70 m olmalıdır. Sıcak bölgelerde ağıl yüksekliği yaklaşık 3 m yapılabilir. Barındırılacak koyun sayısına göre ağılın yüksekliği değişir. Koyun sayısı ne kadar fazla ise yüksekliğin o kadar fazla olması gerekir. Yükseklik 200 başlık ağıllarda 2.75 - 3 m, 200’den fazla olanlarda ise 4.25 m hesap edilir.

AĞILIN YAPISAL ÖZELLİKLERİ

TABAN:

Koyun ağıllarında taban toprak ya da ızgara olabilir. Ağıl tabanı için en ucuz olanı sıkıştırılmış toprak zemindir. Toprak tabanın idrar tutmaması ve çamurlaşmamasına dikkat etmek gerekir. Toprak zeminde kullanılan altlık miktarı önemlidir. Koyunların sürekli olarak ağılda bulunduğu kış aylarında mümkünse ağıl tabanına her gün hayvan başına 0,5 kg yataklık sap serilmesi son derece yararlı olur.

Toprak tabanı çamurlaşmamalıdır.

Çatılar ahşap veya metal olabilir.

PENCERE VE KAPILAR

 Pencere alanı, taban alanına göre hesaplanır. Pencere alanı taban alanının 1/15-1/20’si kadar olmalıdır. Pencereler ise çatıya yakın yapılmalıdır. Pencerelerin alt kısımlarının tabandan yükseklikleri ileride gübrenin birikmesinin getirebileceği olumsuzlukların engellenmesi açısından en az 2-2.30 m kadar olmalıdır. Yine ağıllarda pencerelerin çoğunluğu güney cephesine veya hakim rüzgarların ters yönünde yapılırlar.

          Ağıl kapıları, genellikle 3 m genişliğinde, 2.50-2.75 m yüksekliğinde yapılırlar. Kapıların dışarıya doğru açılması ve duvara paralel pozisyona kadar açılabilmesi gereklidir. Kapı üzerinde yapağıyı tutacak çıkıntılar bulunmamalıdır.

HAVALANDIRMA:

Özellikle dört tarafı kapalı olarak inşa edilen kapalı ağıllarda,  içeride biriken amonyak ve karbondioksitin hayvanların sağlığı açısından havalandırma yoluyla dışarıya atılması gereklidir. Havalandırma sırasında hayvanları üşütecek hava cereyanlarından sakınmak gereklidir. Ağıllara giren havanın barınak havası sıcaklığından çok düşük olmaması ve direk hayvanların üzerine gelmemesi gereklidir.

Pencereler vasıtasıyla havalandırma, barınağın kısa zamanda havalandırılması gerekli olduğu durumlarda yapılır. Ancak pencereler yükseklikleri boyunca açılmalıdır. Bu durumda soğuk ve taze hava pencerenin alt bölümünden içeri girerken aynı miktardaki kirli hava ise üst bölümden dışarı çıkar.

Ağılların havalandırılmasında son yıllarda saçak-mahya havalandırması yaygın olarak uygulanmaktadır. Ağıla yeterince hava girişi sağlamak için saçak ile duvar arasında her 10 metre ağıl genişliği için 15 cm aralık bırakılır. Mahya üzerinde ise, kirli havanın çıkışını sağlamak üzere boydan boya tüm mahyayı örten bir hava çıkışı bırakılmalıdır.

Bacalar yoluyla havalandırmada ise hava yenilenmesinin azami düzeyde olabilmesi  ve barınak içinde yeterli hava dolaşımı sağlanabilmesi için:

  • Baca alanı 1 m2’ yi geçmemeli.
  • Baca sayısı en çok 100 m2 ‘ ye bir baca düşecek şekilde hesaplanmalı.
  • Pencere alt sınırı ile çatı mahyası arasındaki yükseklik en az 1,5 m olmalı.
  • Bacanın çatı mahyasından yüksekliği 50 cm ve üzeri olmalı.
  • Hava çekiş bacası alanları toplamı, hava giriş açıklıkları toplamından % 25 daha büyük ve eşit olmalıdır.
  • Bacalar yuvarlak ve pürüzsüz olmalı.
  • Bacalar üzerindeki şapka, baca çapının 1/2'si kadar yüksekte olmalı ve aynı oranda yanlara taşmalıdır.
  • Bacanın ağıl içine doğru uzantısı en az 25 cm olmalıdır.

 AĞIL İÇİN GEREKLİ EKİPMANLAR

 a) Yemlikler: Yem kaybını önleyecek ve yetiştirici tarafından kolayca yapılabilecek biçimde olmalıdır. Yemlikler, kolaylıkla yem koyulabilecek şekilde, duvar kenarlarına ya da bölmelerin orta kısımlarına yerleştirilmelidir. Yemliklerin sürekli olarak temiz tutulmasına özen gösterilmelidir.

 Taşınabilir yemlikler en idealidir. Ahşap malzemeden yapılabileceği gibi metalden de yapılabilir. Sadece kaba yem veya yoğun yemler için yemlikler yapılabileceği gibi, her ikisinin de aynı anda verilebileceği kombine yemlikler daha çok kullanılmaktadır. Bu tip yemliklerde kesif yemin verileceği kısım kenarları yükseltilmiş bir tahta yemlik, kaba yemin verileceği kısım ise parmaklıklı olmalıdır.  Kaba yemlemenin yapıldığı kısımda, otun kıyılmış veya kıyılmamış olmasına bağlı olarak çıtalar arasındaki mesafeler 4-15 cm arasında değişmektedir. Gerekli yemlik uzunlukları ise; koyunlarda 0.4 metre, kuzularda 0.2 - 0.3 metre, koçlarda ise 0.5 metre olmalıdır.

 Suluklar hayvanın kolayca ulaşabileceği şekilde yapılmalı ve yerleştirilmelidir.

 b) Suluklar: Genelde uzun oluk şeklinde, yalak tipinde olur ve ağıl yakınına veya avlusuna inşa edilir. Bu tip suluklar galvanizli saç veya betondan yapılabilirler ve bunlarda şamandıra kullanılabilir. Ağıl içerisinde ise, basit taşınabilir suluklar bulundurulabileceği gibi duvar kenarlarına otomatik suluklar takılabilir.

          Suluklar; hayvanın kolayca ulaşabileceği, kirlenmeye karşı korunmuş, yataklığı ıslatmayacak, temizlenmesi kolay ve ağıl içinin traktörle temizlenmesini engellemeyecek şekilde yapılmalı ve yerleştirilmelidir.

 c) Bölmeler: Ağıl içinde; yetiştirme şekline bağlı olarak sabit veya taşınabilir çitlerle bölmeler yapılabilir. Taşınabilir çitler 2,5-4 m uzunlukta ve 1 m yükseklikte olabilir. Doğum bölmeleri planlanırken ağılın en sıcak olan, rüzgar tutmayan yerleri seçilmelidir. Doğum bölmesinden başka kuzulu koyun, gebe koyun, toklular, kısır koyunlar, koçlar ve hasta hayvanlar için de ayrı bölmeler düzenlenebilir.

 DİĞER AĞIL BİRİMLERİ

 a) Gölgelikler: Özellikle sıcak bölgelerde, yaz aylarında güneşin en etkili olduğu gündüz saatlerinde sazdan veya benzeri materyalden yapılmış, tüm sürüyü barındırabilecek bir gölgeliğe ihtiyaç vardır.

 b) Sağım Yerleri: Sağım yeri olarak ağıl içindeki bölmelerden biri kullanılabileceği gibi, ayrı sağım yeri de yapılabilir. Sağım elle yapılabildiği gibi, makinalı sağımda uygulanabilir. Elle yapılan sağımlarda iki sağımcıya bir tutucu gerekir. Sağım için işgücü ihtiyacını azaltmak, temiz ve kokusuz süt elde etmek için, Kotra adı verilen sağım yerleri de yapılabilir.

 c) Muayene ve Seçim Yeri: Sürüyü ayırmada, bölmelere sevk etmede, aşılama gibi işlerde, yetiştiriciler arasında çatal ayak olarak ta adlandırılan bir yere ihtiyaç vardır. Genelde toplanma bölmesi, ilerleme yeri ve koyunların geçiş yeri olmak üzere üç kısımdan oluşur.

 d) Kırkım Yeri: Kırkım yeri olarak ağıl içindeki bir bölme olabileceği gibi, ayrı kırkım yeri de olabilir.

 e) Banyoluk: Yüzlek (sığ) ve derin olmak üzere iki şekilde kurulabilir ve özellikle dış parazitlerle savaşta önemlidir.

 f) Yem Deposu: Yemin depolanma süresine bağlı olarak ağıl bölmelerinden bir veya bir kaçı, ağıl çatı arası ya da ayrı bir bina yem deposu olarak planlanmalıdır.

 g) Bakıcı Lojmanı: Ağıla yakın bir yere, bakıcının (çobanın) kalabileceği bir lojman yapılabilir. Böylece koyunların sürekli denetimi sağlanmış olur. Lojman büyüklüğü bakıcı sayısına göre belirlenir.

 Temizlik ağıla sağlık getirir.

 

AĞILLARI TEMİZ TUTALIM

 

          Ağıl temizliği çok önemlidir. Yaz başında ve yaz sonunda ağıl boşaltılır. Zeminde biriken gübreler toplanır, kazınır, ağıldan uzak bir yere konur.

         

Ağıl zemini ve duvarlar parazit ilâcı ile ilâçlanır. Duvarlar güzelce badana edilir.

 

          Bütün bu yazılanlardan, ağıl çok lüks bir barınak olacakmış gibi gelebilir. Koyunlara lüks gerekmez. Ama temizlik gereklidir. Sağlık şartları iyi olan barınaklarda sağlıklı yetiştirme yapılır.

 

          Unutmayalım; koyunun altı da üstü de kuru olmalıdır.

 

Yorum bırakın
Toplam Yorum Sayısı 0
Henüz yorum eklenmemiş
İşleminiz Sürüyor, Lütfen Bekleyiniz
Hızlı Kargo
En Kısa Sürede Güvenli Kargo
Canlı Destek
%100 Müşteri Memnuniyeti
Güvenli Ödeme
256 Bit SSL Şifreleme
Ücretsiz İade
Anında Ücretsiz İade